Mayıs 18, 2024

Ansızın ortaya çıkan,
kaybolur ansızın.
Hayatın cilvesi bu.


"-Sana ne oldu? Sensiz yaşayamam.
-Yaşarsın. Herkes herkessiz yaşayabilir."


ya da


"sonunda hepimiz birer hikaye olacağız."




Şubat 29, 2024

"Tu sei dentro a una vita che ignoro, e le altre donne ti sono accanto, a cui probabilmente sorridi, come a me nei tempi passati. Ed è bastato poco tempo perché ti dimenticassi di me. Probabilmente non riesci più a ricordare il mio nome."

Dino Buzzati - Gli inviti superflui



Aralık 21, 2023

lezione.

Bazen her şeyin, tüm olan bitenin üzerini birden çizmek gerek. Bunu yapabilmeye cesaret etmek. Aksi halde insan, ikiliklerin, belirsizliklerin, kalp yorgunluklarının, boş umutların arasında debelenip duruyor. Her şeyi elinin tersiyle bir kenara itebilmeli, "istemiyorum, devam etmeyeceğim" diyebilmeli insan. Yüreği ne kadar sancısa da, içi acısa da yapabilmeli bunu. Kaldı ki yürek ağrısı, insanı ömrün herhangi bir köşesinde yeniden bekleyen, bir gün birden karşısına çıkabilecek türden bir ağrı. Geçmiyor, gitmiyor. Ona engel olmak ne mümkün?

Yine de zorlamamak, yormamak, suyu akışına bırakmak en iyisi. Değil mi?

Bunca yoldan, bunca yıldan sonra başka türlü bir hayata, başka bir türlü bir yaşama mecalin mi var zaten artık?





"La più grande lezione che ho imparato quest'anno è che non bisogna forzare nulla: conversazioni, amicizie, relazioni, attenzioni, amore. Non vale la pena lottare per cose che vanno forzate, perché tutto quello che deve accadere accadrà."

*(Bu sene öğrendiğim en büyük ders hiçbir şeyi zorlamamak gerektiği oldu: konuşmaları, arkadaşlıkları, ilişkileri, ilgiyi, aşkı. Zorlamayla gerçekleşecek şeyler için savaşmaya değmez. Çünkü nihayetinde sadece olması gereken olur.)



Nisan 20, 2023

 “Kuş ölür, sen uçuşu hatırla” diye yazmış Füruğ.

Beni bu sabah bu satırları yazmaya iten, bir zamanlar sevinçle uçtuğunu bildiğim o kuşun sevincine ortak olma arzusu mu?

Neden hep kendimi en kötü hissettiğim zamanlarda geçmişe dönüyorum? Yitirdiklerime? Beni o vakitler sevindiren, seven, okşayan, öpen o hatıralar yitip gitmedi mi yoksa? Nedendir onlara bunca tutunmam?

Bir yandan da o kadar mutlu anılar var ki aklımda, sanki hiç yitip gitmemişler gibi. Şehirler aklımda, meydanlar, trenler, koşmalar, kavuşmalar, kucaklaşmalar, ilk öpüşmeler, sevişmeler. Mavi bir elbisem vardı hatırlıyorum, sonra ağlayarak çöpe attığım. Henüz daha bu şehirden kaçmıyordum, aksine kalbine kalbine yürüyordum şehrin. Kadıköy'den bir otobüse biniyorduk örneğin Taksim'e ulaşmak için. Düşündükçe ah ediyorum. O koca cadde henüz beton yığınına dönmemişti. Meydan da. Hatırladıkça daha da üzülüyorum. Keşke o zamanda, orada olsam. Sen de olsan yanımda.

Kuş ölür, sen o güzel günlerimizi hatırla.